28 Şubat 2008 Perşembe

Bilim , İslam ve Üniversite

Bilim , İslam ve Üniversite

Bilim Nedir?
Bilim konusunda bir çok benzer tanım mevcuttur. Genel olarak Akademik Bilim ve Teknoloji Sözlügüne (Academic Press Dictionary of Science & Technology) göre

Bilim: Tabiat olaylarının ve durumlarının sistematik olarak gözlenmesidir. Bu sayede doğru bilgi elde edilir ve bu bilgiler ile bilimsel kurallar ve yöntemler belirlenir.

Bilim temelde insanların evren ve insanla ilgili durumların anlaşılması ve insanların daha rahat yasaması amacıyla bilginin oluşturulması ve kullanılmasıdır.

Avrupa'de geçmiste Hristiyan din adamlarının dini kendi tekelleri içinde tutmak istemeleri ve kendi güçlerini sarsacak düşüncelere karşı çıkmaları dini ve bilimi karşı karşıya getirmiştir. Bundan dolayı Batı dünyasında din ve bilim birbirinden ayrı düşünülmeye çalışılmıştır.

Halbuki İslam dünyasında durum oldukça farklıdır. İslam Müslüman insanlara araştırma yapmak ve bilginin açığa çıkarılması amacıyla bir vizyon çizmiştir. Bu yaklaşımla Müslüman insanlar bugünkü bilimin temelini oluşturan bir çok buluşa imza atmıştır. Müslümanların bilime katkıları sayesinde Avrupa Rönesansi gerçekleştirebilmiş ve
bilim bugünkü seviyesine gelebilmiştir.

Frankfurt Üniversitesi Arap-Islam Bilimleri Enstitüsü Baskani Prof. Dr. Fuat Sezgin
Hoca’nın çalışmaları neticesinde beş ciltlik “İslam’da Bilim ve Teknoloji” adlı eser
Müslümanların bilime katkilarını açıkça ifade etmektedir. Bakınız:
http://turkbilimtarihindensayfalar.azbuz.com/readArticle.jsp?objectID=5000000000553858


Bilim aslında yaratıcının yani Allah'ın yarattıkları hakkındaki bilgilerin çok küçük bir kısmının insanlar tarafindan ögrenilmesi ve kullanılmasından başka bir şey değildir. Evreni, içindeki milyarlarca galaksiyi, hücre ve hücre içindeki olaylara kadar insan aklını ve kapasitesini aşan bir bilgi mevcuttur.

Harvard Üniversitesi tarafindan hücre içinin modellemesi de gösteriyor ki; çok küçük bir hücrenin içinde olanlar dahi çok büyük bir bilgi kaynağını, gücü ve bunlara sahip yaratıcıyı isbat etmektedir. Bir de bunu galaksiler seviyesinde düşündüğümüzde insanı aşan çok büyük bir bilginin varlığı anlaşılmaktadır. Bakınız: http://aimediaserver.com/studiodaily/harvard/harvard.swf

Dinin Üniversite'de yeri yoktur diyenler bunu niçin söylerler acaba?

Bilim de insan hayatunda bir yere sahiptir. Ama insan hayatinin hepsi değildir. Dolayısıyla insan hayatının amacı olamaz. Bilim insan hayatını kolaylastıran bir araçtır sadece. Bundan fazlasını düşünmek bilimi yaratıcı yerine koymak olur. Bu durumda farkında olmadan puta tapmak gibidir.

Bazı bilim adamlarının önemli eksiklerininden biri de İslam dinini ögrenmek için kendilerine firsat tanımıyor olmalarıdır. Bu nedenden dolayı önyargının esiri olmaktadırlar. Düşünün bir defa; bir yaratıcı vardır ve o yaratıcı evrendeki her şeyi kontrol etmektedir. Ancak siz onu hesaba katmadan olayları ve durumları yorumlamaya ya da anlamaya çalışıyorsunuz. Bazı bilim adamlarının bu bakış açısı; laboratuvardaki farelerin dünyayı kendilerinden ibaret sanmaları gibi bir şeydir dersek abartmış olmayız herhalde.

Dini sadece yazılı metinlerden, din adamlarında ve kendini dini ibadet ve yaşam şekline körü körüne bağlanmış insanlardan ibaretmis gibi algılamak oldukça garip bir durum. Din kişisel bir tecrübedir ve her bir insanın Allah'ı tanımak ya da bulmak için gösterdiği çaba, ona Allah'ın varlığını şüphe bırakmayacak şekilde öğrenme, bilme imkanı sağlamaktadır.
Dolayısıyla dini bilime ya da hayatlarına karıştırmayanlar, dini tecrübe konusunda kendileri için bir bilimsel çalışma yapmışlar mıdır?

Sonuç olarak; hem Müslüman (dindar) olmak hem de bilim adamı olmak birbirine engel değildir. Ya da Üniversitede din olmamalıdır şeklindeki görüşler bağnaz bir yaklaşımdır ve sadece bir kabullenmeden ibarettir.